Doğan Hocamın Anısına

Bazı insanlar vardır, bir kitabıyla, bir semineriyle, belki de sadece bir cümlesiyle kalbinize dokunur. Doğan Cüceloğlu, benim için tam da böyle bir insandı. Onun yaşam felsefesi, insanı anlama çabası ve içtenliği hep ilham verici oldu. Eşi Yıldız Hacıevliyagil Cüceloğlu’nun kaleme aldığı bu kitap sayesinde onun ardında bıraktığı izleri yalnızca ailesinin değil; dostlarının, meslektaşlarının ve sevenlerinin gözünden bir kez daha görebilme şansı yakaladım.

Yıldız Hacıevliyagil Cüceloğlu'nun merhum eşi Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu’nun ardından kaleme aldığı bu kitap; yalnızca bir yaşam öyküsü değil, aynı zamanda bir sevginin, bir hayat felsefesinin ve insanı anlamaya adanmış bir ömrün hatırası… Kitapta Doğan Hoca’yı seven, onunla yolu kesişmiş pek çok insanın duygu ve düşüncelerine yer verilmiş. Bu yönüyle eser, tek bir kalemden çıkmış bir anı kitabı değil; kolektif bir anlatı, bir vefa örneği...

Onu tanıyan ailesi, iş arkadaşları, seminer katılımcıları ve birlikte projeler gerçekleştirdiği isimler aracılığıyla biz de onun dünyasına daha derin bir bakış atabiliyoruz. Kitapta Beyhan Budak, Ahmet Şerif İzgören gibi tanıdık simaların da yazılarına yer verilmesi, eseri daha da samimi kılıyor. Okurken hem hüzünlendim hem de ilham aldım — ve açıkçası biraz da şaşırdım. Şaşkınlığımın nedeni; Doğan Hoca'nın ne kadar çok insanın hayatına dokunduğunu fark etmemdi. Her yaştan, her meslekten, farklı kulvarlardan insanların hayatına ışık olmuş bir isim...

Ben Doğan Hoca ile üç kez söyleşileri vesilesiyle yüz yüze gelme ve sohbet etme şansı yakalamıştım. Sosyal medyada da onu sıkı bir şekilde takip ederdim. Açıkçası psikolojiye ilgi duymamı sağlayan kişiydi. Beni her gördüğünde, “Seni bir yerlerden tanıyorum!” derdi. Ben de “Sizin platonik takipçinizim, ondandır,” demiştim. Gülmüştü ve bana kocaman sarılmıştı. O anlar, galiba hayatımın en mutlu anlarıydı. Ülkesinde ve dünyada tanınan bir bilim insanı tarafından fark edilmek ve "Sana değer veriyorum" mesajını almak...Takdir edersiniz ki, Türkiye’de akademik camiada ünvanlar, çoğu zaman isimlerden daha kıymetli sayılıyor. Bu nedenle akademisyenlerde kibir, ego, hatta halktan kopukluk gibi tavırlar sıkça görülüyor. Ama Doğan Hoca farklıydı. Yazdıklarını gerçekten yaşayan biriydi. Benimsediği ilkeleri, hayatında, kurduğu her iletişimde hissettiriyordu.

Sonuç olarak; bu kitap, hayata, insanlara ve en çok da kendimize farklı bir gözle bakmamı sağladı. Doğan Hoca’nın bıraktığı izler, yalnızca akademik başarılarla değil, insan kalbine dokunma şekliyle de unutulmaz.“İyi ki okumuşum!” dediğim, içtenliği ve çok yönlü bakış açısıyla beni derinden etkileyen bu kitabı; özellikle Doğan Cüceloğlu’nun düşünce dünyasına ilgi duyan herkese içtenlikle tavsiye ederim.