The Bucket List: Ölümün Eşiğinde Hayatı Keşfetmek!

G erçek yaşama dayalı hikâyeleri konu alan eserler her zaman ilk tercihimdir. İzleyeceğim film ve dizileri, öncelikle konularının gerçek hayatta karşılaşılabilir olup olmadığı açısından incelerim. Hele de ele alınan konu ve şahsiyetler; ilham veren hikâyeye sahiplerse unutmamak adına duygularımı ve düşüncelerimi hemen aktarırım. Film analizi bu serimde; başrollerini Morgan Freeman ve Jack Nicholson'un yer aldığı "The Bucket List"; bizde bilinen ismiyle "Şimdi ya da Asla" filmine yer verdim. Şimdiden söyleyim: Spoiler içerir!

Filmde "Carter" karakterini canlandıran Morgan Freeman; oyunculuğuna hayran olduğum biridir. Onun ismi varsa kesinlikle o film bende iyi izlenim uyandırır. Bu filmde de onun ismini görünce hemen bakma gereği duydum. Fragmanı izledim ve izleyici yorumlarını okudum. Morgan Freeman; karakteri sadece oynamıyor resmen yaşıyor. Bunu bir izleyici olarak hissedebiliyorum.

Film, iki farklı hayat süren, farklı inançlara, sosyo-ekonomik koşullara ve kültürel geçmişlere sahip karakterlerin hastane odasında yollarının kesişmesini anlatmaktadır. Bu iki insanı bir araya getiren sebep; ne yazık ki kanserdir! İkisinin de durumları ağırdır, ömürlerinin sonuna gelmiştir. İşte bu noktada madem ömür yolculuğunun son durağındayız o zaman yapılacaklar listesini ya şimdi yaparız ya da asla yapamadan veda edeceğiz derler ve yola çıkarlar. Peki Carter ve Edward'ın ölmeden önce yapılacaklar listesinde neler var?

• Paraşütle atlamak

• Yarış arabası sürmek

• Piramitleri görmek

• Tac Mahal'i ziyaret etmek

• Everest Dağı'nnı zirvesine çıkmak (bir taş bırakmak)

• Güzel ve anlamlı bir şey yapmak

• Aileyle barışmak (Edward için),.....

Filmi izlerken kendi yapılacaklar listenizi düşünüyorsunuz. Hayatta erteledikleriniz ya da daha önceden yapmaktan aşırı keyif aldığınız fakat şimdi yapamadıklarınız aklınıza gelecek. Bir gün hastane köşesinde yapamadıklarımızın, ertelediklerimizin pişmanlığını yaşamadan harekete geçmek gerektiğini düşünüyorum. Günümüzde sıkça duyduğunuz "Şimdi değilse ne zaman?" mottosu ile ayağa kalkmalıyız. Her yeni sene için kendime yapılacaklar listesi yapıyorum. 2024 için yaptığım listede büyük oranda ertelediklerim için harekete geçmenin bile beni motive ettiğini görüyorum. Yapılacaklar listesi dediğiniz şey sadece fiziksel olanaklara bağlı yapılacaklardan ibaret değildir. Filmde de geçiyordu:

• Aileyle barışmak

• İnançlarla yüzleşmek

• Hayata bir iz bırakmak

• Başkalarına iyilik yapmak

• Kabullenmek

• Geçmişteki hatalarla yüzleşmek, pişmanlıkları affetmek,....

Bunlar bence insanın ruhsal ve duygusal anlamda tatmin ve huzur bulmasını sağlayan deneyimlerdir. Fiziksel deneyimlerden daha önemli olduğunu düşünüyorum. Filmde de Carter ve Edward'ın çıktıkları seyahat aslında bir macera değil, kendi ruhsal dünyalarına yaptıkları yolculuğun göstergesidir.

Filmde; Carter'ın şu sözleri beni çok etkiledi.

Bir insanın hayatına değer biçmek zordur. Kimileri bunun geride bıraktıklarınız ile ölçüleceğini söyler. Kimileri inançla ölçülebileceğine inanır. Kimileri ise sevgiyle. Geri kalanlar ise hayatın hiçbir anlamı olmadığını söyler. Ben mi? Bana göre değeriniz; hayatına değer kattığınız insanlara göre biçilir.

Bu replik; filmin ana temalarından biri olan hayatın anlamı üzerine önemli bir felsefi soruyu dile getirmesi açısından önemlidir. Carter hayatın gerçek değerinin başkalarının hayatlarına kattığımız anlamla ölçüldüğünü vurgulayarak insan ilişkilerindeki 'empati" duygusunu hatırlatır.

Ölümden korkmuyorum. Asıl korktuğum şey, hiç yaşamamış olmaktır.

İnsanların ölüm anında sordukları iki soru vardır: Hayatım boyunca mutluluk bulabildim mi? Hayatım başkalarına mutluluk verebildi mi?

İlk gençliğimizde hepimizin bir planı vardır, ama sonra hayat gelir ve kendi planını dayatır.

Filmi izlemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. (İşin içinde Morgan Freeman varsa gerisi teferruattır!)